DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ ŞİİRLERİ
HAYAT HERKESE GÜZEL
Gücünüz yerindeyse,
SağIıkIıysa başınız,
Bir engelli görürseniz,
SevgiyIe yakIaşınız.
EngeIIi kardeşIerim,
AsIa üzüImeyiniz.
Hayat herkese güzeI,
BizIerse sizinIeyiz.
BABAM
Doğuştan sakattı babacım benim
Sakatlığını değil azmini hissettim
Pek çok baba gördüm inanın bana
Babam gibi baba görmedim daha
Çok şükür kızım derdi hep bana
Bir bacağım sağlam diğeri sakatsa
Bak bacağı olmayan da var hayatta
Teşekkür ederim babacım sana
Yürekli olmayı öğrettin bana
Şanslıyım aslında anlamasanız da
Çünkü hayata bağlılığıyla
Olaylara hep iyi yönüyle bakmasıyla
Örnek oldu daima babacım bana
Teşekkür ederim babacım sana
Şebnem İNAL
ENGELLİLERİ SEVMELİYİZ
Engellileri sevmeliyiz
Onlar sevilmeyi istiyorlar
İlgi saygı istiyorlar
Onların hakkı var sevilmeyi övülmeyi
Ama insanlar öyle değil ki
Hor görmesinler hakir görmeyecekler
Bu onların sevgi değil sadece üzüntü
Onların da istediği bu sevilmeyi
İnsanlar gibi çocuklar gibi
Bizler engellilere ilgi göstermeliyiz sahip çıkmalıyız
Sevmeli saymalı onları
Biz de bir gün engelli olabiliriz unutmayalım
Bizlerde engellilerin yardımına koşmalıyız
Keşke insanlar bu kadar sevgi saygılı
Hoşgörülü olsalar ne güzel olurdu
Engellileri sevmeliyiz
Demet Akkoyun
ENGELLİLER HAFTASI
Gücünüz yerindeyse,
Sağlıklıysa başınız,
Bir engelli görürseniz,
Sevgiyle yaklaşınız.
İnan kimse istemez,
Eksik olsun bir yeri.
Sağlamsan şükret,
Değerlendir günleri.
Engelli kardeşlerim,
Asla üzülmeyiniz.
Hayat herkese güzel,
Bizlerse sizinleyiz.
BİZLER ÖZÜRLÜYÜZ
Kimimiz işitmez, kimimiz görmez
Bizler özürlüyüz, kusurlu değil.
Korkmayın bunlardan hiç kimse ölmez
Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak gözüm görmezde resim yaparım,
Ben de bu yolları hep adımlarım
Bende bir bireyim her yerde varım
Bizler özürlüyüz, kusurlu değil.
Bak onun kulağı duymuyor, neyler
Hepsi nota bilir, şarkılar söyler
Bize acımasın ağalar beyler
Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
İbrahim Coşar
ARKADAŞIM
Engeli varmış olsun,
O benim arkadaşım,
Arabasını sürer,
Beraber dolaşırım.
Ara sıra dünyaya,
Onun gözüyle bakarım.
Haline şükretmeyenin,
Aklına yanarım.
Kolay değil yaşamak,
Hele engelin varsa.
İsterim ki dünyada
Herkes sağlıklı olsa!
İsmail SAĞIR
RÜYAM
Görüyorum her gece,
Gerçekleşir mi bilmem.
Rüyamdaki umutlar.
Annem hayırdır dedi.
Yürüyordum ben de.
Beyaz çiçekler arasında.
Çiçeklerin beyazlığı,
Adeta beni büyüledi.
Koşup oynamak istedim.
Hayatımdaki eksiklikleri,
Rüyamda yapmak istedim.
Engeli aştım sandım.
Feryatla uyandım.
Anne, baba koşun!
Ben yürüyorum dedim.
Babam kucaklayınca beni,
Rüyamda kaldı hayallerim.
DESTEK OLUN BİZE
Görmesem de gözlerimle,
Hissederim gönlümle.
Duymasam da sesinizi,
Takip ederim işaretlerinizi.
Adım dahi atamasam da
Sizler destek olmalısınız bana.
Engelli denilse de benim gibi insanlara,
Kimseye engel değiliz biz, hayatta.
Şefkat gösterin, tutun elimizden,
Bizi seven insanlar, anlar halimizden.
Yardım edin, destek olun bize,
Biz de insanız, kabul edin bizi de.
Merve KALKAN
KALDIR AT ENGELLERİNİ
Gökyüzünün derin mavi boşluğundan büyülenmiyorsan,
Bir kelebeğin kanadı seni senden almıyorsa,
Şaşırtmıyor, sarsmıyorsa zarafeti daldaki çarkıfeleğin,
Örümceğin ağındaki mucizeyi görmüyorsan,
Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini…
Parmaklarını bir buğday başağında gezdirdiğinde
Gözlerin dolmuyor, yüreğin hızla çarpmıyorsa,
Bir canlıyı avuçlarında nazikçe tutup
Onun nabzıyla derin düşüncelere dalmadıysan sessizce,
Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini…
Daldaki elmaya zıplamadıysan,
Yürümediysen gür yeşilliklerde yalınayak,
Çömelip dertleşmediysen yerdeki karıncayla
Deredeki taşla hiç kesilmediyse topukların,
Ve peşinden koşmadıysan kuşların,
Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini…
İnce bir keman sesi ruhunun en derinine işlemiyor,
Kuş cıvıltılarıyla neşelenmiyorsan,
Dalgalar konuşmuyorsa seninle,
Rüzgârı, yağmuru, toprağı duyamıyorsan,
Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini…
Görmüyor, dokunmuyor, hissetmiyor, duymuyorsan
Tatmıyorsan hayatı en son zerresine kadar,
Kokusunu çekmiyorsan ciğerlerine taze ekmeğin
Anlamıyorsan kıymetini elindekinin,
Yüreksel engellisin, kaldır at engellerini…
Fatma DUMAN
Sen Özürlü Olsaydın
Kader sana ansızın indirseydi tokadı
Ömrünün baharında sararıp ta solsaydın
Bir anda uçup gitse dizlerinin takatı
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Tanrım sana bu güzel elleri vermeseydi
Masmavi gökyüzünü gözlerin görmeseydi
Dünyada olanlara aklın hiç ermeseydi
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Candan sevdiğin biri bu hale düşse idi
Belki sana bir ibret belki bir hisse idi
Felek sana müebbet bir ceza kesse idi
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Kutsaldır özürlüye vereceğin her emek
Ona nasılsın deyip yüzüne gülümsemek
İnsana yakışır mı ondan bana ne demek
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Neden hor görüyorsun tanrı verdiği canı
Belki onunda vardır senden üstün bir yanı
Asla dilemem ama Allah korusun hani
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Gelin bu insanlara artık sahip çıkalım
Çevresine örülmüş duvarları yıkalım
Vicdanına danışıp bir hesap yap bakalım
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
İbrahim Yavuz
Kör ile Kötürüm
— Bak arkadaş, ne ben sağlam
Bir adamım...
— Ne ben tamam
Bir insanım.
— Ben kötürüm,
— Ben de körüm;
Hem anadan doğma körüm,
Ben düşündüm ki ikimiz
Tam bir insan olmak için
Her şeye malikiz: Senin
Kuvvetli bacakların var.
Benim gözlerim de bakar.
Ben senin gözün olurum.
Gecen, gündüzün olurum.
— Ben de sana bacak, ayak
—Öyleyse hiç düşünme, kalk!
Senin için
Ben bakarım ve görürüm
— Ben de seni istediğin
Yere alır, götürürüm.
Böyle işte;
İki mihnet birleşince
Bir teselli hasıl olur,
Mihnetliler de kurtulur.
Yazar: Tevfik FİKRET
Haykır
O koltuk değnekli,
Utançla yere bakan kadına seslenmek istiyorum,
Kadın, hayatı yakala!
O elleriyle konuşan,
Çoğu insanın anlamak için çaba dahi sarf etmediğini bilen,
O gözleriyle göremeyen, ama insanların kıs kıs gülmelerini duyan,
“Vah zavallı” gülümsemelerini hisseden kadına seslenmek istiyorum,
Kadın, hayatı yakala!
O hasta, terk edilmiş, ölmek üzere olan,
O yabancı topraklardaki tekerlekli sandalyedeli kadına,
O zihni eziyetler çekmiş ya da farklı olan kadına seslenmek istiyorum,
Kadın, hayatı yakala!
O işaret eden ve gülenlere, acıyanlara,
Sakat kızkardeşlerine büyüklük taslayanlara
Seslenmek istiyorum,
Şair: Shelley Barry
Engelli Yürekler
Yaşamadan bilinmez
Çektiğiniz acılar
Engelli diyorlar size
Asıl engelli o kuş kafalılar
Yaşam adil değil size
Sizin bunda suçunuz ne
Gözünüzü açtınız dünyaya
Kim bilir ne sıkıntılar çektiniz
Ne zorluklara göğüs gerdi Ana Babanız
Büyüdünüz çocuk oldunuz
Çoğu zaman oyuna alınmadınız
Bir kenarda dışlandınız
Ağlamaklı gözlerle
Oyun oynayan çocuklara baktınız
Göz yaşlarınızı hep içinize akıttınız
Genç oldunuz eve yük olduğunuzu düşündünüz
Eve ekmek getirip bir şeylerin ucundan tutmak
Kendinizi göstermek istediniz
Ama ne yazık ki sağlam insanların
İş bulup çalışamadığı bir ortamda
Sizin ne şansınız olabilirdi
Yaşam adil olmadı ama unutmayın ki
Hepiniz baş tacımız bizim kardeşimizsiniz
(Mustafa Derya Kalafat)
Severek Taşıyorum Ben
Ömrümün en güzel çağlarındayım
Evimde müebbet yaşıyorum ben
Gönlümün karakış dağlarındayım
Yolları bastonla aşıyorum ben
Bu tercihim değil, kaderim benim
Rabbim bir dert vermiş, yaşar giderim
İsyankar değilim, şükür ederim
Asi olanlara şaşıyorum ben
Kulağım duymuyor, anlamam sözü
Devreye sokarım şu bir çift gözü
İnsanlarda şaşkın görünce yüzü
Çaresiz başımı kaşıyorum ben
Üzülürüm, gül dalında solunca
Üzülürüm, bir kul mahzun olunca
Birileri bizi gırgır alınca
Sinirden ağlıyor, coşuyorum ben
Sizler bu dünyayı mutlu yaşarken
Nice zorlukları bir bir aşarken
Yemyeşil kırlarda gezip, koşarken
Engelsiz yollarda düşüyorum ben
Ne bir dostum oldu, ne vefalı yar
Yüzüm hep gülerken, kalbim kan ağlar
Size mevsim bahar, bana boran, kar
Temmuz sıcağında üşüyorum ben
Kiminiz dünyayı gerçek görüyor
Kimi bana inat kibir yürüyor
Bedenimi kızgın bir kor bürüyor
Ateşler içinde pişiyorum ben
İkincil şahısım, engel olunca
Dünya küskünümdür, kafa yorunca
Bir dost gelip halim hatrım sorunca
Kırk yerden yaramı deşiyorum ben
Engelim; ne suçum, ne de günahım
Ne bir isyanım var, ne de eyvahım
İnlesem semaya çıkardı ahım
Bu yükü severek taşıyorum ben
Murat Karababa
Karanlıklarda Işık Aramak
ben görmüyorum
dünya güzelliklerine kapalı gözlerim
hey.. sen
(karanlıklarda ışık aramak)
nasıl bir duygu bilir misin
benim gözlerim, ışığım olur musun
ıhlamur çiçeğinin kokusunu algılarım
taa, yüreğimin derinliklerinde hissederim
ama; göremem
dalganın kıyıyla sevi'lerine tanık olurum
aşklarıyla aşka gelir coşarım
ama; göremem
gece olur gökyüzünü düşünürüm
çakmak çakmak yıldızlarla dolu
gökyüzü
o an
bir dilek tutmak gelir içimden
tuttum
o da ne
bir yıldız'mı kaydı
söylesene
işte böyle
karanlıklarda ışık arıyorum
hey.. sen
benim gözlerim, ışığım olur musun
hey.. sen
bir de beni dinle! sen
bahsettiğin güzellikleri görüyorum ben
ama
ne ıhlamur çiçeğinin kokusunu alıyorum
ne dalgayla kıyının aşkını yüreğimde hissediyorum
ne de çakmak çakmak yıldızlar bana göz kırpıyor
seni dinlerken anladım ki
gören sen, görmeyen ben
ışıklar içinde ışıksız kalmışım
hey.. sen
ben senin dünyanda gözlerin olayım
sen benim ruhum da ışık ol
karanlık dünyalar, karanlık ruhlar
ışıkla buluşsun
Nuran Uzun
Ben Engelliyim
Sözlerim değişmez aynıdır kalbim
İhanet etmem dostluğa ben engelliyim
Baktığını gören sevgi ile bakar gözlerim
Sizin gibi olamam hayata tutunan biriyim
Kalemim sivri keskin yazar
Sırrım mürekkebinden sızar
Bilse derdimi Fırat çoşkun azar
Ben engelliyim özümden aşk tozar
Şubat bitmek bilmez saniyeler bin sene
Dermansız dertler milyon eklendi bine
Hayat denen şey dayanmış enseme
Ben engelliyim bakmam insan elbisesine
Yalan nedir bilmeden yalanla dost olmuşum
Tok gezerken aç unutulmuş garip komşum
Sevgiye el veren derviş Mevlana Yunus'um
Ben engelliyim anlayana ayandır sözüm
Yılmaz Öztürk